Trappesletten'de eğimli bir arazi parçasından çıkan merdiven, basamak ve sundurma parçaları, kasabanın ağıllarına ve meyve bahçelerine bir bağlantı haline geliyor. Parseldeki eski bir binanın tuğlaları, sırlı fayansları ve süslü korniş parçaları; Jens Poulsen Merdivenleri’ne dönüştü. Okula giden çocuklar taş devrinde yaptıkları gibi Kuzey Denizi'nden plaj taşları toplayıp balıksırtı desenlerinde bir paspas yaptılar. Eski Hasle fayansları, belediye bordür taşları ve beton bloklar çalışmanın içine dahil oldu. Tüm bileşenler merdivenlerin bir parçası haline geldi. Alanda aynı zamanda; kasa-banın terk edilmiş arazilerinden çıkarılan uzun ömürlü bitkilerin içine dikildiği betondan yapılmış bir sepet var. Bu sepet, yanımızda taşıdığımız ve topladığımız şeylerin bir sem-bolü olarak tasarlandı. İlhamını, kasabada bu tür sepetler yapan yaşlı bir kadından alıyor. Tüm bahçıvanlık işleri yerel bir gönüllü çevre grubu ile işbirliği içinde yapıldı.